Mesnevi Nedir?

Mesnevi, özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir.
Her beytinin kendi arasında kafiyelenmesi hem yazma kolaylığı sağlar hem de daha uzun metinlerin bu şekle uygun olarak kaleme alınmasına imkan tanır. Diğer nazım şekillerindeki kafiye bulma zorluğu şairleri uzun metinlerde bu şekli kullanmaya teşvik etmiştir. Bu nedenle uzun aşk öykülerinde,destanlarda mesnevî kullanılmıştır. Klasik düzende bir mesnevî; tevhid, münacat, naat, miraciye, eserin sunulacağı büyüğe övgü, mesnevînin niçin yazıldığını açıklayan sebeb-i nazm ve hikâyenin anlatımı (ağaz-ı destan) bölümlerinden oluşmuştur.Mesnevîde beyit sayısı sınırsızdır. Mesnevîlerde yer ve zaman kavramlarının tam belli olmaması, olay ve kahramanların olağanüstülükler taşıması mesnevînin masal ve destanla ortak özellikleridir.
Mesnevide konu her ne olursa olsun , ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır. Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler. Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Konuda birlik sağlanamamıştır. Hikayenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür. Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikâye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur. Hikayelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir.
Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikâyelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlânâ’nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur. Mevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir.
Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikâye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır. On bölümden oluşur.Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi’dir.
Türk edebiyatında ilk uzun mesnevi XI. yüzyılda Yusuf Has Hacib (ölm. 1077)'in Kutadgu Bilig "Kutlu olma bilgisi" adlı eseridir. Mütekarib bahrinin "Fa'ulün fa'ulün fa'ulün fa'ul" kalıbıyla 1069 yılında yazılmış olan bu eserde uygun yerlere dörtlükler sıkıştırılmış, sonuna da kaside şeklinde parçalar eklenmiştir. 6645 beyit tutan bu büyük eser, başında bir münacat, na't ve eserin sunulduğu Tabgaç Buğra Han'a övgü ile başlar. Bu durumuyla eksiksiz bir mesnevi örneğidir. Kutadgu Bilig, Güntoğdu adlı bir hükümdarın Aytoldı adındaki veziri ve onun ölümünden sonra oğlunun bu bilge kişiyle değişik konulardaki konuşmalarından meydana gelmiştir.
Yazar, eserinde hayat görüşünü, felsefi fikirlerini söylemiş, hikmet dolu sözlerle iyi bir hükümdarın nasıl olması, insanları nasıl yönetmesi gerektiğini, iyi bir vatandaş, dindar bir insanın davranışlarını anlatmış, insanlara doğru yol gösterecek, mutlu olmalarını sağlayacak öğütler vermiştir. XIII. Yüzyılda Mevlana Celaleddin Rumi (ölm. 1273)'nin, yazıldığı nazım şekliyle anılan 25618 beyitlik büyük eseri, Mesnevi-i Manevi's\ Farsça olduğu halde, Türk şairleri üzerinde yüzyıllar boyunca bıraktığı geniş etkisi bakımından sözü edilmeğe değer çok önemli bir eserdir. Mesnevi "failatün failatün fa'ilün" kalıbıyla yazılmıştır.
Bu yüzyıl sonunda Şeyyad Hamza'nm 1529 beyitlik Yusuf u Züleyha mesnevisi edebiyatımızın ilk aşk mesnevisidir. Sula (Suli) Fakih'm 4800 beyitlik büyük Yusuf u Züleyha mesnevisi de Şeyyad Hamza'nınki gibi "fa'ilatün fa'ilatün fa'ilün" vezniyle yazılmıştır. XIV. Yüzyılda Altınordu edebi alanında Kutb'un Nizami hamsesinden yararlanarak ve kendisinden çok şeyler katarak yazdığı, Husrev ii Şirin mesnevisi de, daha sonra birçok kez yazılacak olan Hüsrev ü Şirin hikayelerinin ilkidir. Anadolu'da büyük mutasavvıf şair Yunus Emre (ölm. I320-21)'nin Risale-tü'n-nushiyye adlı eseri "mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezniyle yazılmış ahlaki ve öğretici, 573 beyitli küçük bir mesnevidir (yazılışı 1307). Eserin başında ayrı bir vezinde küçük bir mesnevi parçası ve bir nesir kısmı vardır.
Gülşefıri'riın 1317'de Attar'dan çevirdiği ve birçok eklemelerle zenginleştirdiği Mantıku't-tayr mesnevisi*83' ile Âşık Paşa (ölm. 1332)'nın 12.000 beyitlik ve on bab üzerinde düzenlediği Aşık Paşa Divanı veya Maarifname diye anılan Garibname's'ı, Mevlana tarzında temsili hikayeler ve aralarına sıkıştırılmış gazellerle, ahlaki, tasavvufi bir eserdir. Mesnevi gibi "fa'ilatün fa'ilatün fa'ilün" vezniyle yazılmıştır. Yüzyılın ortalarında Hoca Mes'ud'ım 5568 beyitli Süheyl ü Nevbahar'ı (yazılışı 1350)' ile Erzurumlu Darir'in (ölm. 1393'den sonra) 2120 beyitli Kıssa-i Yusuf mesnevisi (yazılışı \366), Şeylıoğlu Mustafa (ölm. 1410)'nın 7903 beyitli Hurşidname (Hurşid ü Ferahşad)s\ (yazılışı 1387)' yüzyılın tanınmış aşk hikayeleridir.
Ahmedi (ölm. 1412), Firdevsi ve Nizami'den de yararlanarak Büyük İskender'in maceralarını 8.200 beyitle İskendername mesnevisinde anlatmış (yazılışı 1390) ve 4798 beyitle Cemşid ü Hurşid adlı aşk hikayesini dile getirmiştir (yazılışı 1403). Emir Süleyman adına yazdığı Tervihü'l-ervah, 10.000 beyitten fazla tıbba dair bir mesnevidir. Mehmed'm 1398 yılında yazdığı ve Hüma ve Ferruh adıyla da anılan 8702 beyitli büyük Işkname'si bu adla yazılmış mesnevilerin ilkidir. XV. Yüzyıldan başlayarak mesnevi,Türk edebiyatında hızlı bir gelişme göstermiştir. Yüzyılın başında Ahtned-i Da'i, manzum ve mensur pek çok eser yanında, en çok 1406 yılında tamamladığı Çengname mesnevisi ile tanınmıştır.
Süleyman Çelebi (ölm. 1421-22)'nin 730 beyitlik Vesiletü'n-necat adını verdiği, yüzyılın en önemli eserlerinden biri olan Mevlid'ı (yazılışı 1409), yazılmış pek çokmevlid içinde en tanınmışı ve yüzyıllar boyunca en çok okunanı olmuştur.Zaman geçtikçe öteki mevlidlerden de parçalar katılarak değişikliğe uğrayan Süleyman Çelebi Mevlidinde Münacat, Viladet, Risalet, Mi'rac ve Rıhlet bölümleriyle Hz. Peygamber'in hayatı, peygamberliği ve ölümü içli, dokunaklı bir dille anlatılmıştır. Eser, bir du'a bölümüyle bitirilmiştir. Mevlid, "failatün fa'ilatün ü'ilün" vezniyle yazılmıştır.
Yüzyılın büyük şairlerinden Germiyanlı Şeyhi {Ölm. 1428-1431 ?)'nin Genceli Nizami'den etkilenerek yazdığı "Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezninde, 6944 beyitlik büyük Hüsrev ü Şirin mesnevisi Türkçe yazılmış Hüsrev ü Şi-rin'lerin en tanınmışı olduğu gibi, Harname adındaki 126 beyitlik küçük mesnevisi de ilginç bir mizah ve sosyal hiciveseridir. Abdi'rim 1429'da yazdığı Camasbname mesnevisi de yüzyılın tanınmış eserlerindendir. 1446 yılında yazılan Yazıcıoğlu Mehmed(ö\m. 1451)'in Muhammediyye'si, Mevlid gibi yüzyıllar boyu beğenilerek okunan ve sevilen eserlerden biri olmuştur.
Edirneli Şahidi (ölm. 1476) Türk edebiyatının ilk ve 6446 beyitle en uzun Leyla vü Mecnun mesnevisinin sahibidir. Cemali'nm Hüma vü Hümayunu, Halili (ölm. 1485)'nin 1471'de yazdığı ve İznik'e yerleştikten sonra başından geçtiği söylenilen bir aşk hikayesini anlatan Firkatname's Cem Sultan (ölm. 1495)'ın Selman'dan Türkçe'ye çevirdiği 5374 beyitlik Cemşid ü Hurşid adlı mesnevisi (yazılışı 1477), bu yüzyılın tanınmış eserlerindendir. Yüzyılın sonunda artık Türk şairleri de Nizami gibi hamseler meydana getirmeğe başlamışlardır. Hamdullah Hamdı (ölm. 1503-04) gerçek bir mesnevi şairi olarak görünmüş,
Neva'i ile aynı yıllarda Anadolu'da bir hamse meydana getirmiştir: Yusuf u Züleyha, Leyla vü Mecnun, Kıyafetname, Tuhfetü'l-uşşak, Mevlid. Bunlardan 6241 beyitlik Yusuf u Zü-leyha'sı(yazılışı 1492) ve Leyla vü Mecnun'u^ (yazılışı 1500.4220 beyit) hamse içindeki en tanınmış mesnevileridir. Sultan Bayezid II devri şairlerinden Hayati, Nizamiye nazire olarak Mahzenü'l-esrar, Heft-peyker, İskendername mesnevilerini yazmıştır. Çağatay edebiyatında ise büyük şair, pek çok eserin sahibi Ali Şir Neva'i (ölm. 1501), hamseyi de aşarak altı mesneviyi bir araya getirmeyi başarmıştır. Bunlar Hayretü'l-ebrar (yazılışı 1483), Ferhad u Şirin (yazılışı 1484), Leyla vü Mecnun (yazılışı 1484 ?), Hikaye-i Behrarn u Gür (Seb'a-i Seyyare) (Yazılışı 1484), İskendername ve Mantıku't-Tayr'a nazire olarak söylediği 3500 beyitlik Lisanü't-tayr mesnevilerdir.
XVI. yüzyıl, Türk edebiyatında en büyük mesnevi şairlerini yetiştirmiştir. Yüzyılın başında Mesthi Edirne Şehr-engizi; Tacizade Cafer Çelebi (ölm. 1514) tarihi anıtları, gezinti yerleri ve güzellikleriyle İstanbul'u anlattığı 3571 beyitli, "Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" veznindeki Hevesname (yazılışı 1493) adlı eseri; Benli Hasan diye anılan Ahi (ölm. 1517) Hikaye-i Şirin ü Perviz ve Rivayet-i Gülnun u Şebdiz mesnevisi; Revani (ölm. 1523-24), içki toplantılarının usullerini anlattığı küçük, zarif İşretname'siyle tanınmıştır. Cami'nin hemen bütün eserlerini Türkçe'ye çevirdiği için Cami-i Rum diye de anılan Bursalı Larni'i (ölm. 1531-32), Salaman u Absal, Unsuri'den etkilenerek yazdığı 5981 beyitlik Vamık u Azra , Gurgani'den Türkçe'ye aktardığı Vis ü Ramin ve 1522 yılında bitirdiği Şem iiPervane mesnevilerinin sahibidir.
Yine mesnevi nazım şekliyle yazdığı Bursa Şehrengiz'inde yaşadığı şehrin doğal güzelliklerini anlatmıştır. HakirVmn Leyla vü Mecnun mesnevileri de bu yüzyılın eserleridir. Devrin büyük alim ve tarihçisi olarak tanınan Kemalpaşazade (ölm. 1534)"Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezninde 7030 beyitlik Yusuf u Züleyha'sıyl) mesnevide de kendini göstermiştir. Sayısız kaside ve gazelleri yanında Şem' ü Pervane (yazılışı: 1524-25), Ahmed ü Mahmud ve Şehr-engiz’iyle Zati (ölm. 1546)'yi ve Şehzade Sultan Selim adına 1542 yılında 5430 beyitli bir Leyla ve Mecnun yazan Larendeli Hamdi'yi de belli başlı mesnevi şairleri arasında saymak gerekir.
XVI. Yüzyılın bütün öteki nazım şekillerinde olduğu gibi mesnevide de üstadı Fuzuli (ölm. 1556)'dir. 440 beyitlik Beng ü Bade adlı sembolik mesneviisinde afyonla şarabı karşılaştıran ve Boza, Nukl, Kebab, Kuşüzümü, Nebiz, Arak, Berş gibi yiyecek ve içecekleri şahıslandırarak bir macera içinde anlatan Fuzuli, şarapla Şah İsma'il’i, afyonla da Osmanlı padişahı Sultan Bayezid'i anlatmak istemiştir. Fuzuli, ayrıca divanı kadar sevilmiş ve okunmuş olan "Mef 'ulü Mefa'ilün fa'ulün" veznindeki 3036 beyitli Leyla vü Mecnun adlı mesnevisiyle de yazılışı 1535) mesnevi edebiyatımıza bir şaheser kazandırmıştır.
Her üç edebiyatta Fuzuli'ye kadar ve ondan sonra da pek çok kez yazılmış olan bu hüzünlü aşk hikayesi onun kaleminde başka bir değer kazanmış, Mecnun'la Leyla'nın da-okulda başlayan maddi aşkı, eserin sonunda ilahi aşka dönüşmüştür. Fuzu-li'nin eseri Türkçe yazılan Leyla ve Mecnun hikayelerinin en güzelidir. Meyveleri konuşturduğu Sohbetü'l-esmar'ı da 200 beyitlik küçük bir mesnevidir.Hüma vü Hümayun ile Gül ü Bülbül (yazılışı: 1552) mesnevilerinin şairi Kara Fazli (ölm. 1563), özellikle ikinci eseriyle ün kazanmış bir mesnevi üstadıdır, "Tasavvufi Gülü Bülbül mesnevisi gül ile bülbülün aşkını anlatan ince, içli bir hikayedir. Güneş, saba, mevsimler bu hikayenin şahıslandırılmış kahramanlarıdır.